Aralık ayında Chiang Mai’de tek başına gezenler 200 TL’ye neler yaşıyor ki kimse geri dönmek istemiyor

Kuzey Tayland’ın sessiz hazinesi, tapınakların arasında dolaştığınız, dağ yollarında motor sürdüğünüz ve yerel pazarlarda taze mango sticky rice tadına daldığınız bir yer arıyorsanız, Aralık ayında Chiang Mai tam size göre. Turistik kalabalıkların Bangkok’a yığıldığı bu dönemde, eski başkentin huzurlu sokaklarında kendinizi bulacak ve hem cebinize hem ruhunuza iyi gelecek bir kaçamak yaşayacaksınız. Yalnız seyahat edenlerin cennetine hoş geldiniz.

Aralık’ta Chiang Mai: Mükemmel Zamanlama

Muson yağmurları ekim sonunda veda eder, Aralık geldiğinde ise Chiang Mai en güzel halini takınır. Sabah serin hava 18-20 derece civarında seyreder, öğlen güneşli ama bunaltıcı olmayan 28-30 dereceye ulaşır. Gece ise hafif bir ceket bile gerekebilir – Tayland standartlarına göre oldukça serin. Bu sıcaklık, tapınaktan tapınağa yürümek, eski şehrin surlarını bisikletle dolaşmak veya dağ eteklerindeki kabile köylerine tırmanmak için ideal. Üstelik turistik sezonun başlangıcı olduğundan fiyatlar henüz ocak-şubattaki kadar tırmanmamış olur.

Eski Şehrin Tapınak Labirenti

Chiang Mai’nin kalbi, hendeklerle çevrili kare şeklindeki eski şehirde atar. Burası 300’den fazla tapınağın bulunduğu, dar sokaklarda ahşap evlerin gölge yaptığı, motosikletlerin tuk-tuk’larla dans ettiği bir labirent. Yalnız geziyorsanız, sabah erkenden Wat Phra Singh’e gidin – henüz tur grupları gelmeden, keşişlerin sessizce yürüyüşünü izleyin. Altın kaplı duvarlar sabah güneşinde öyle bir parlar ki fotoğraf makinesi bu ışığı yakalamakta zorlanır.

Wat Chedi Luang’ın devasa harabe stüpası başka bir dünyadan gelmiş gibidir. 15. yüzyılda depremle harap olan bu yapı, restore edilmemiş haliyle daha etkileyici. Akşam saatlerinde buraya gelin, kenarında oturun ve çevredeki yerel hayatı izleyin. Tapınakların çoğu ücretsiz, bazıları 40-80 TL arası sembolik giriş ücreti alır.

Dağ Yollarında Motor Macerası

Yalnız seyahatin en büyük lüksü, kendi hızınızda hareket edebilmektir. Chiang Mai’de günlük 150-250 TL’ye motor kiralayabilirsiniz – uluslararası ehliyetinizi ve pasaportunuzu göstermeniz yeterli. Şehirden kuzeye doğru Doi Suthep’e çıkan yol, virajları, manzarasıyla ve yol kenarındaki küçük kahve duraklarıyla unutulmazdır.

Dağın zirvesindeki Wat Phra That Doi Suthep’e ulaşmak için 306 basamak çıkacaksınız – bazıları bunun kötü bir şey olduğunu düşünür, ben ise bu yürüyüşün sizi tapınağın altın kubbesine hazırlayan bir ritüel olduğunu söylerim. Tepeden Chiang Mai şehri uzanır, akşam ışıkları yandığında burası nefes kesen bir gün batımı noktasına dönüşür.

Nimman’da Dijital Göçebeler ve Kahve Kültürü

Eski şehrin batısındaki Nimmanhaemin bölgesi, Chiang Mai’nin modern yüzüdür. Dar sokakları kahve dükkanları, co-working space’ler ve butik atölyelerle dolu. Yalnız seyyahlar için harika bir yer çünkü kahve başı 120-180 TL’ye mükemmel espresso içip laptop açabilir, Wi-Fi hızından şikayet etmeden saatlerce oturabilirsiniz. Etrafınızda dünyanın her yerinden dijital göçebeler, tasarımcılar ve yazarlar göreceksiniz – sohbet başlatmak hiç bu kadar kolay olmamıştı.

Gece Pazarlarında Kaybolmak

Pazar geceleri açılan Gece Yürüyüş Caddesi, eski şehrin ana arterini bir sanat galerisine, çarşıya ve sokak restoranına dönüştürür. El yapımı çantalardan ahşap heykellere, ipek şallardan seramik tabaklara her şeyi bulursunuz. Pazarlık etmekten çekinmeyin ama agresif olmayın – Tayland’da nezaket her şeyin önündedir.

Cumartesi Gece Pazarı ise Wualai Yolu’nda kurulur ve daha az turistik, daha yereldir. Burası 40-80 TL’ye doyurucu pad thai, 30-60 TL’ye taze meyve shake ve 120-200 TL’ye orijinal el yapımı hediyelikler bulacağınız bir hazine avı alanıdır.

Yeme-İçme: Bütçe Dostu Lezzet Durağı

Chiang Mai’nin asıl cazibesi, muhteşem yemeklerini cep yakmadan yiyebilmenizdir. Sabahları yerel pazarlara gidin – Warorot Pazarı’nda taze meyve, yapışkan pirinç ve mangolardan oluşan kahvaltı 80-120 TL’ye gelir. Öğlen sokak tezgahlarında khao soi (Kuzey Tayland’ın meşhur köri eriştesi) 100-150 TL civarındadır ve Michelin yıldızlı restoranlarla yarışır.

Akşam yemekleri için eski şehirdeki küçük aile işletmelerini deneyin. Menü İngilizce olmayabilir ama fotoğraflı olur genelde. Tam bir akşam yemeği – çorba, ana yemek, pirinç ve içecek – 250-400 TL arasında değişir. Vejetaryen iseniz kaygılanmayın; Budist nüfusun yoğunluğu sayesinde et içermeyen seçenekler boldur.

Konaklama: Hostellerden Butik Otellere

Yalnız seyahat ediyorsanız, eski şehir veya Nimman’daki hosteller sosyalleşmek için idealdir. Gecelik 200-350 TL’ye temiz, klimalı ve ortak alanlı yatakhanelerde kalabilirsiniz. Çoğunda ücretsiz kahvaltı, tur organizasyonu ve bisiklet kiralama hizmeti vardır.

Biraz daha özel alan istiyorsanız, butik guest house’lar 500-800 TL arası fiyatlarla özel oda sunar. Genelde Tayland mimarisinde ahşap yapılardır, bahçeleri ve terasları vardır. Aralık’ta rezervasyon yaptırmanızı öneririm çünkü uygun fiyatlı yerler çabuk dolar.

Ulaşım: Şehirde Dolaşmak Kolay ve Ucuz

Chiang Mai Havalimanı şehir merkezine sadece 15 dakika uzaklıkta. Havaalanı taksisi 200-250 TL civarındadır, paylaşımlı minibüsler ise 80-100 TL’dir. Şehir içinde ise kırmızı minibüsler (songthaew) en ekonomik seçenektir – kişi başı 20-40 TL gibi sembolik ücretlerle çalışır. Rotaları önceden bellidir ama dolunca kalkacakları için biraz sabır gerekir.

Grab uygulaması Bangkok kadar yaygın olmasa da işe yarar. Kısa mesafeler 60-100 TL, şehrin bir ucundan diğerine bile 150-200 TL’yi geçmez. Bisiklet kiralamak günlük 80-120 TL’dir ve eski şehir gibi düz alanlarda harika çalışır.

Yalnız Gezmenin Güzelliği

Chiang Mai, tek başına seyahat edenleri kucaklayan nadir yerlerden biridir. Keşişlerle meditasyon seanslarına katılabilir, yerel aile yanında yemek pişirme dersi alabilir veya kahve dükkanında tanıştığınız birine günü anlatabilirsiniz. Kimse size nereye gideceğinizi sormaz, kimse sizin hızınıza yetişmek zorunda değildir.

Aralık akşamları, eski şehir duvarlarının dibinde oturup Yi Peng Fener Festivali’nin artık etkilerini hissedebilirsiniz. Kasım sonu-Aralık başı arasında gökyüzüne yüzlerce kağıt fener salınır, şehir büyülü bir rüyaya dönüşür. Festival bitse bile, o büyü havada asılı kalır.

Birkaç gün için gelseydiniz, haftalar kalabilirdiniz. Chiang Mai öyle bir yerdir işte – sizi yakalamaz ama bırakmaz da.

Chiang Mai'de ilk yapmak istediğin şey hangisi olurdu?
Dağ yollarında motor sürmek
Tapınak labirentinde kaybolmak
Gece pazarında gezmek
Kahve dükkanında laptop açmak
Khao soi yiyip mango yemek

Yorum yapın